Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) tarafından yayımlanan 2025 yılı ilk yarı verileri, denizcilik sektöründe gemi terk vakalarının endişe verici bir artış gösterdiğini ortaya koydu. Buna göre, Ocak–Haziran 2025 döneminde dünya genelinde 222 gemi terk vakası yaşanırken, bu durumdan 2.286 gemi insanı doğrudan etkilendi.
Bu rakamlar, sektörün bugüne kadar karşılaştığı en yüksek seviyeleri temsil ediyor. Kıyaslamak gerekirse, şimdiye dek en yüksek sayının kaydedildiği 2024 yılında toplam 172 vaka yaşanmış ve 1.838 denizci etkilenmişti. 2025 yılının yalnızca ilk altı ayında bu sayılar aşılmış durumda.
Terk edilen gemilerde görev yapan denizciler, uzun süre maaşlarını alamama, temel sağlık hizmetlerine ulaşamama ve gıda (kumanya) yetersizliği gibi temel yaşam haklarından mahrum kalıyor. Bazı ülkelerde, terk edilen gemilerde görevli personelin karaya çıkışının yasaklanması ise bu mağduriyeti daha da derinleştiriyor.
Gemi terk vakalarındaki bu artış, Nisan 2025’te gerçekleştirilen Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Hukuk Komitesi toplantısında üye ülkeler tarafından da gündeme taşındı. IMO ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ortak veri tabanına bildirilen vakalarda da, ITF’nin raporladığı eğilimle paralel bir artışın yaşandığı ifade edildi.
ITF verilerine göre terk edilen gemilerin yaklaşık %75’i “Kolay Bayrak” (Flags of Convenience – FOC) uygulamasıyla bilinen ülkelerin bayrağını taşıyor. Düşük vergi ve sahiplik gizliliği gibi avantajlar sunan bu bayrak devletleri, aynı zamanda uluslararası kurallardan doğan yükümlülüklerin uygulanmasını yeterince denetlememeleri nedeniyle eleştiriliyor.
Bu ülkelerin, gemi sahiplerinin sorumluluklarını yerine getirmesini izlemekte yetersiz kaldığı ve denetim mekanizmalarını etkin şekilde işletmediği sıkça dile getiriliyor.
Sektör temsilcileri, gemi insanlarının temel haklarının korunması ve terk edilme vakalarının önlenmesi adına, uluslararası iş birliğinin ve bağlayıcı denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği görüşünde birleşiyor.